Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öğrenci Öğretmen İlişkisini Doğru Eğitim Sistemi Belirler!

   Bugün ki yazının içeriği güncel olaylar veya haberler değil aslında yaşamın merkezinde olması gereken üzerinde daha çok durulması ve rol model olarak sbait bir sistemin belirlenmesi gereken eğitim... Evet eğitim üzerine olacak yazım bu eğitim kavramı içerisindeki en temel unsuru oluşturan öğrenci öğretmen ilişkisi üzerine..     Eğitim deyince akla ilk eğitim veren kişi olan öğretmen ve öğrettiği kişi olan öğrenci gelir.Evde ebeveynlerimizden aldığımız eğitimi kişisel gelişime dönüştürmek için başladığımız serüvenin en başından başlar bu ilişki, ilkokul sıralırından.Biz hayatın her evresinde öğretmen sayacağımız insanlardan birşeyler alırız buda bizim toplumdaki yerimizi belirlemememize yardımcı olur.Aslında hayattaki en önemli şeyde bu ilişki ve bu ilişkiyi analamaktır.Tabi bu ilişki yıllar geçtikçe farklılaşmakta oturmayan sistemin yıprattığı öğrenci ve öğretmen ilşkileriyle dolup taşmaktadır.Malesef oturmayan sistemi kalitesi çokta olmayan öğretmenlerler ve yozlaşma eğilimindeki

Medya Taarruzu

Dünyanın en önemli iletişim aracı yeni nesil adı eğlence kutusu ki artık radyasyon salgılayan hastalık ve iğrençlik makinasıda diyebiliriz.Medyayı oluşturan unsur televizyon bizim işimiz ise onun içindekiyle.Özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yayın yapan ulusal kanallara bir göz atalım amaçları neymiş amaçsız varoluşları.Türk toplumunun gelenek unsurlarının tam dışında var olup bugün herkese empoze edilmeye çalışılan algı hegamonyası içinde aptal bir vaziyette biza verileni uygun buluyoruz kendimize...Durup bir bakalım neymiş bu; gündüzleri yeni yeni öğrendiğimiz yemek tarifleri fakir insanlarımızın açlığını yatıştırmak için izledikleri buhara ekmek bandıkları programlar biter mi, devamı var her gün hakka doğru programları bir dolu kanalda bir kitabınız var okuyup öğrenemiyor Allahın felsefesini anlayamıyor hacılardan hocalardan vaaz dinleyip duruyoruz Allah akıl vermiş yorunla diye yok böyle yaparsam çarpılırım böyle yaparsam günahmı ...Herkesin yediği nanelerden sonra

Atatürkü Anlamak!

Aslında en önemli soru bu Atatürkü anlamak adına ne yapıyoruz ya da gerçekten anladıkta o yoldamı ilerliyoruz.Şu an görünen Cumhuriyetimizin kurusu Atamızı tam anlayamamış olmamız!Kimisi için Atatürk müslümanlığı ortadan kaldıran, kimisi için Atatürk olmasaydı müslümanlığımızı rahAt yaşayamazdık vs.. Tabi bunlar en uç örnekler dahası mutlaka var.Ama şu bir gerçekki Atatürk parçalanan ve yabancı bir boyunduruk altına girecek olan Osmanlının önemli askerlerindendi onca insan arasından çıkıp bir uyanışın temsilcisi olmak, Cihan harbi dediğimiz Çanakkale savaşında karşımıza aldığımız devletleri tek adam rolünde karşısına alıp zor koşullarda böylesine bir kurtuluş harekatı başlatmak, işte böyle bir seçilmişlikten bahsediyoruz belkide sonsuz saygı bu yüzden.Bir işyeri açıp işletemezken koskoca bir ülke kurulması ve bizim bu topraklarda yaşamamız.Atatürk bu ülkenin kurucusu ve doğruya gitmesi için uğraşan bir adamdı ve şimdi biz yaşıyoruz.Yapmamız gereken ülkemizi zor şartlarda kurulan ülkemi

Hikayesi Olan...

Böyle bir başlığın devamı nasıl gelir bütün meraklar içinde ben de meraklanmıyor değilim.Yazacağım sadece yazacak ve hatırlamaya çalışacağım.Aslında başlık çok geniş ve derin bir anlamı ifade etsede kendi içinde anlatılacak bir dala sahip.Ben biraz spor konulu hikayeden bahsedeceğim.Bugün geçtiğimiz iki maçı gibi soluk kesen bir mücadeleden galip çıkan Basketbol Milli takımımızın maçını izledik ve unutulmazlar arasına girdi.Hafızayı çok gerilere götürmeye gerek hemen bir maç öncesi gruplar aşaması son üçlük...2010 Türkiyedeki Dünya Şampiyonasındaki yarı final maçı aklıma geliyor; son saniyeler sayı bulması gereken rakibimiz kwnardan oyuna başlayacak son hücumları bizde Ömer Aşık ve Semih Erden'i bir arada oyunda tutuyoruz turnikeye çıkıyor rakip havada bir kale gibi yükselen Semih Ömer ikilisinin savunması ve Türkiye Finalde...2008 Avrupa Şampiyonası dediğimizde peki...Kim hatırlamazki futbol milli takımımızın ilginçliğini.Hırvat kaleci hala o anı hatırlayamadığını ne olduğunu anla

SİYASİ EKONOMİ!

Yapılan CB seçimlerinin ardından beklenen oldu ve Recep Tayyip Erdoğan CB oldu.Şimdiki sorular işte devlet başkanı kim olacak, başbakan kim olacak.Bütün bunların ötesinde siyasi istikrar içinde devam eden bir Türkiye varken çıkarların daha ön plana çıktığı bir ülke olma yolunda da tam gaz ilerliyor.Toplumsal ayrışmaların arttığı dış sorunların ayyuka çıktığı sınır güvenliğinün büyük zaafiyetleri ve bir dolu son dönem yanlışları.Bütün bu yanlışların ve büyük kutuplaşmanın yanında büyük bir seçim yapıldı ve bağışlarla ihya edilen adaylar soma için toplanamayan insani yardımın kat ve katına sahip oldular.Söylenecek çok şey var fakat olan oldu biten bitti heyecanlanmadık bile nasıl olsa sonuç belli psikolojisi her şeyi çok güzel açıklıyordu...Yeni bir sürece girecek olan Türkiyede Başbakanın kim olacağı merak konusu ayrıca kabinede değişiklikler olacak mı Ali Babacan gibş çok önemli bir develet ekonomisinin yöneticisi ismin akibeti ne olacak.Her şey oldu derken aslında CB seçimlerinden dah

Konutta Maket Satışları

Her insanın özellikle Türkiyede yaşayan insanların tek hayali bir ev sahibi olabilmek.Kimisi yatırım amaçlı kimiside bir ev sahibi olabilmek...Bu talep inşaat firmalarının ve konut sayılarının artmasının en önemli sebebi.Son yıllarda ülkede konuta olan talebin artmasıyla inşaat sektörü ülkenin en önemli pazarı haline geldi.Bu artış ülke ekonomisi için önemli bir paya sahip olsada Yeni Tüketici Yasası maket satışını durdurdu.Yani inşaat firmaları ruhsatı daha alınmamış ortada hiç birşey olmayan hayal maketleri satamayacak.Üstelik daha maket haldeyken satılmaya başlanan bu konutlar için yeni yasanın ne getireceği bilinmez ama bir tedbir alınması şarttı.Yasanın şu anki haliyle ve devam eden projelerle ilgili tutumu ise nasıl olur bilinmez.

Kredi Kartları İçin Yeni Birşey Daha

Herkes şikayetçidir değil mi kredi kartlarından ama cüzdanımızda ikiden az kredi kartıda bulunmaz.Her ay ödemelerden sonra kapatmak için söyleriz kendimize ama bu döngü içine girmek çıkamamak olduğu için sözümüzü yerine getiremeyiz.Herşeye rağmen kredi kartı olmazsa olmazımızken bizi en rahatsız eden şey yıllık kullanım ücretini ödemektir.Kimse bunu ödemek istemez banka yetkilileriyle birbirlerine girip hatta ve hatta kartı kapatmaya kadar giderler...İşte konu burada başlıyor Bankalar yeni bir kredi kartı tipi için harekete geçti.Kart aidatsız kredi kartı...İsteyen aidatsız plandan istiyorum diyecek ve onu alacak.Ama bu kadar basit gibi görünen şey bankalar için yeni bir pazar oluşturacak gibi görünüyor.Düşünsenize aidatsız bir kart kullanıyorsunuz güzel ama kartın hakları kısıtlanacak yani 5 taksit yapabilirken hiç taksit yapamayacak ya da para puan kazanamayacaksınız.Yani banka bir güzellik yapacak ama her şey karşılıklı felsefesiyle.Ne şiş yansın ne kebap modeli diyebiliriz.

İcra Pazarı

Evet yanlış duymadınız "icra pazarı"... Böyle bir pazar oluştu Türkiye'de.Dünyanın her yerinde var ama Türkiyedeki değeri azımsanmayacak kadar yüksek.İşsizlik konuları, istihdam yetersizliği ve dişük maaş söylemlerini özellikle borçlu sayısının fazlalığının en gerçekci fotoğrafıdır icra..Şu anda 4.4 Milyarlık bir piyasadan bahsediyoruz ve 10 yıllık süreçte 17 milyara yaklaşması bekleniyor.Bir pazar haline dönüşen ve birilerinin üzülüp birilerinin sevindiği bu ortamda ticari kazanımlar çok üst seviyelerde.Hatta girişimcilerin bile iştahını kabartan bu ortam insanlara farklı olanaklar bile sunuyor.Ama icralık malların değerinin bu rakamlarda olması vicdani açıdan üzücü...

Marka ve Sadakat

Markalar için yeni nesil tüketici anlayışı ürün satma dışında müşteriyle yakalayabildiği duygusal bağdır.Bunun en önemli sebebi ise ağızdan ağıza kendini duyurmayı başarabilme bir değer olma yolunda adımlar atmadır.Müşteri, satış kanalları, satış artırma, çalışan gibi birçok başlıkta markalar sadakat programlarını önemseyip, vurguluyor.Bunun en başarılı temsilcisi olan global markalar Türk markaları içinde öncü konumdalar.Özellikle big data denilen müşteri havuzuyla ulaşmanın daha kolay olduğu dijital çağda müşteri potansiyeliyle sadakatı birleştirip bir değere dönüşebilöek marka için çok önemli...

Rusya ve Çin Gazladı

Rusya ve Çin öyle bir anlaşmaya imza attı ki belkide bu güç denegelerinin değişmesi anlamına geliyor...Avrupa ve Amerikayla arası bozuk olan Rusya yer altı kaynağı olan doğalgaz için 10 yıllık süreçte tahmini değeri 400 milyar dolar olan bir anlaşmaya imza attı.Öyle bir rakam ki ekonomik anlamda her ülkeyi dengede tutabilecek bir güç ve ekonomik taahhüt.Avrupa ve Amerika çevresinden nasıl karşılanır bilinmez ama Rusya ve Çin arasındaki bu anlaşma bir birleşme olarak algılanabilir.Rusya güç gösterisi yapmaya devam ediyor.

Yeme İçme Sektörü Türkiye'nin En Önemli İstihdam Kaynağı, Para Kaynağı, Yatırım Kaynağı...

Türkiye’de birçok sektörde geçtiğimiz yıllarda büyük devrimler yaşandı. Yakın zamana kadar yeme-içme sektörü bu değişimin dışında kaldı. Halbuki sektörün büyük sermayenin yönlendirmesine ihtiyacı var. Küçük sermayeli yerlerin tüm parasını açılışta harcayıp malzeme alacak parası bile kalmadığına şahit olduk. Böyle yerler 6 ayı görse belki tutacak ama ancak 2-3 ay dayanabiliyor. Ben büyük sermayenin sektöre girmesini hem profesyonelleşme hem de kalite anlamında sonuna kadar destekliyorum. Büyük sermaye yurtdışında da iş yapıyor. Markalar yurtdışına açılma fırsatıda buluyor bu yatırımlar sayesinde. Önümüzdeki dönemde daha birçok işadamının sektöre yatırım yapacağını düşünüyorum. Bunun yanında sadece yerli değil yabancı fonların, özellikle de Arapların bu alanda yatırım yapacağını düşünüyorum. Şu anda sektörde yüzde 90 amatör ruhla iş yapılıyor. Şu an için daha çok lükse yatırım yapılsa da ileride orta segment ve ‘fast-food’a da yayılacak bu yatırımlar. Bu da tüketici için çok olumlu olaca

İK Gerçeği

Öncelikle ekonomiyi canlı tutan sektörlere, devlet veya özel, çalışacak insan gerekiyor.Peki bunları kim seçiyor? İnsan kaynakları çalışanları tabi eğer bir tanıdığınız biri yoksa...Peki insan kaynaklarının seçme ve işe alım şeklini gerçekçi buluyor musunuz?Bence tamamen baştan savma bir kaç şirket dışında bir dolu firmanın insan kaynakları başarısız CV diye birşey var ama yanınızdakiyle karşılaştırsanız ben neden buradayım o neden burada diye sorgularsınız.O yüzden ülkede gerçekci tecrübesi kuvvetli İK yapılanmasına ihtiyaç vardır.Görevine tam olarak nail olmayan tecrübesiz İK çalışanlarıyla mülakata girmek istemez hiç kimse.Sektördeki başarıyı arttırmanın sırrı doğru kişileri seçebilmekten geçer buda doğru İK politikalarından geçiyor.

İçerik Bilgilendirme

Son zamanlarda Sosyal Medya kavramı hayatın her bölgesinde yer alırken Blog ve benzeri paylaşım sitelerinide kullanmak şart oluyor.Eğer bir facebook ve twitter hesabın varsa blog sayfanda olmalıdır.Bu yüzdendir Sosyal Medya ve paylaşım ağıma blog sayfayıda ekledim.Paylaşımlar yakın zamanda başlayacak.:)