Türkiye’de birçok sektörde geçtiğimiz yıllarda büyük devrimler yaşandı. Yakın zamana kadar yeme-içme sektörü bu değişimin dışında kaldı. Halbuki sektörün büyük sermayenin yönlendirmesine ihtiyacı var. Küçük sermayeli yerlerin tüm parasını açılışta harcayıp malzeme alacak parası bile kalmadığına şahit olduk. Böyle yerler 6 ayı görse belki tutacak ama ancak 2-3 ay dayanabiliyor. Ben büyük sermayenin sektöre girmesini hem profesyonelleşme hem de kalite anlamında sonuna kadar destekliyorum. Büyük sermaye yurtdışında da iş yapıyor. Markalar yurtdışına açılma fırsatıda buluyor bu yatırımlar sayesinde. Önümüzdeki dönemde daha birçok işadamının sektöre yatırım yapacağını düşünüyorum. Bunun yanında sadece yerli değil yabancı fonların, özellikle de Arapların bu alanda yatırım yapacağını düşünüyorum. Şu anda sektörde yüzde 90 amatör ruhla iş yapılıyor. Şu an için daha çok lükse yatırım yapılsa da ileride orta segment ve ‘fast-food’a da yayılacak bu yatırımlar. Bu da tüketici için çok olumlu olacak. Tüketici daha sağlıklı ve kaliteli yemeğe daha ucuza ulaşabilecek. Biz tedarikçiler için de büyük sermaye ile çalışmak daha avantajlı. Paramızın batma riski olmuyor. Vergi kaçırılıyor, SGK’sız işçi çalıştırılıyor. Büyük grupların girmesiyle ise sektör kayıtdışıyken kayıt altına alınacak. Bu da devlet açısından muazzam bir fayda sağlayacak.
Gündemin en yoğun başlığı ifade hurriyeti bu konuda aslolan davranış özgürlük ilkesiyle örtüşmeliyken ülkelerin yönetim şekline ya da devlet otoritesine göre yaklaşımlar kendi içlerinde şınırlandırılmıştır.Bu belli sebepler doğrultusunda hem AİHM hem AB maddelerine bakıldığında düşünce özgürlüğünün ya da fikir yayma özgürlüğünün hangi noktalarada ne kadar uygulandığı gözlemlenebilir ancak biz 1982 anayasasıyla beraber hayatımızda yer alan bu başlığın anayasal düzende ne ifade ettiğıne ve nasıl sınırlandırıldığına bakalım. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düze
Yorumlar
Yorum Gönder