Ana içeriğe atla

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ





Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı.
Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs..
Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkıntı olarak gözlenmekte.
Dünya sağlık örgütünün yakın zamanda ilan ettiği ve Pandemik olarak kabul ettiği bu virüsün yol açabileceği tehlike şu anda öngörülemez bir halde olup Dünya ülkelerinin tek amacı yayılmasını kontrol altına almak bakınız önlemek değil bulaşıcılığını kontrollü ilerletmek.
Dediğimiz gibi dünya ülkeleri ne kadar gelişmiş olsada bazı çarkların işlemesini engeleyyecek sebebpler ortaya çıkabilir örneğin; yağmur yedi gün yağarsa kanalizasyonlar yağmur sularını daha rahat tahliye eder ancak bu yedi günlük yağmur bir günde yağarsa sel olur felaket olur.İşte tamda problem burda başlıyor etkilenen insanlar adeta bir yağmur gibi sağlık merkezlerine yığılmaya başlıyor ve bu hastalar sağlık sistemini etkisiz kılıyor.Hastalanan insanlara solunum cihazları ve yoğun bakım üniteleri yetmiyor.
Dünyada belli başlı üst düzey denilebilecek tedbirler alınıyor; ohal gibi, sokağa çıkma yasağı gibi bunun sebebinin anlaşılması gerekli ki büyük bir insan nüfusunun ne kadar bencil ve toplumun sağlığını hiçe saydığını psikolojik bir bozukluk olarak görmekteyiz.Tüm dünya ülkeleri evde kal çağrıları yapıyor bunun sebebi ise yukardada bahsettiğimiz gibi hastalığını yayılımını yavaşlatmak hasta ve ölüm oranlarını düşük seviyede tutup zaman yaymak ve sağlık sisteminin çökmesini engellemek.
Dünyada aşı çalışmaları ne kadar devam ediyor olsada bu paylaşımlar 12 aylık süreçte insanlıkla buluşacak.İnsanlık bu belayla ne kadar uğraşacak dünya ekonomisi bununla ne kadar başa çıkabilecek bilinmez ama insanlık tarihi boyunca karşılaşmadığı büyük bir utanç ve vicdan azabıyla karşılaşabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜŞÜNCE VE FİKİR YAYMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Gündemin en yoğun başlığı ifade hurriyeti bu konuda aslolan davranış özgürlük ilkesiyle örtüşmeliyken ülkelerin yönetim şekline ya da devlet otoritesine göre yaklaşımlar kendi içlerinde şınırlandırılmıştır.Bu belli sebepler doğrultusunda hem AİHM hem AB maddelerine bakıldığında düşünce özgürlüğünün ya da fikir yayma özgürlüğünün hangi noktalarada ne kadar uygulandığı gözlemlenebilir ancak biz 1982 anayasasıyla beraber hayatımızda yer alan bu başlığın anayasal düzende ne ifade ettiğıne ve nasıl sınırlandırıldığına bakalım. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düze

Antika Sandalye Hikayesi

Genç adam, antika  merakı sebebiyle ülkenin en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği antika malları yok pahasına satın alarak kazanç elde ediyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farklı görünüyordu.  Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında  donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine davet edilmişti. Yaşlı adam, antikacının yürümesine yardım ederken: - Günlerdir hasta olduğumdan, odun kesmek için ilk defa dışarıya çıktım, dedi. Meğer seni bulmak için iyileşmişim. Diz boyuna varan karla boğuşup kulübeye geldiklerin de, antikacının beyaz göre göre donuklaşan gözleri fal taşı gibi açıldı. Odanın orta yerindeki kuzinenin etrafını saran  üç-dört sandalye, onun şimdiye kadar gördüğü en güzel  antikalar olmalıydı. Saatlerdir kar içinde kalan vücudu bir anda ısınmış, buzları bir türlü çözülmeyen patlıcan moru suratını ateşler kaplamıştı. Yaşlı a