Ana içeriğe atla

DOĞU AKDENİZDE NELER OLUYOR

Akdenizde önemli petrol yatakları olduğu herkes tarafından biliniyor, bu sebepten avrupa ve körfez ülkeleri akdenizde petrol arama çalışmaları konusunda hem kendi ülke çıkarları konusunda hem de uluslararası meseleler çerçevesinde müdail olmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz gün gerçekleşen MED 7 toplantısında, akdenize kıyısı olan ülkeler, Türkiye'nin Fatih sondaj gemisiyle petrol arama çalışması gerçekleştirmesi konusunda bir açıklama yaparak;Türkiye'nin bu ihlalden vageçmesi konusunda ortak bir paydada buluştular.Bu açıklamayı yapan grubun başkanlığı ise Fransa Başkanı Macron tarafından yapıldı ki; son günlerde Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğanın'da dış sorunlarda dilinden düşmeyen meselelerden biri haline geldi.Fransanın yaptığı açıklamalardan sonra Rum Kesimi tarafı cesaret bulmuş olacak ki; sondaj çalışması yapan gemi mürettebatının tututkalanacağı konusunda başka bir açıklama yaptı.AB ve dış destekli Rum Kesimi'nin böyle bir açıklama yapmayı kendinde cesaret görmesi gayet doğal fakat Türkiye'nin tavrı ve tutumu çok önemli.
Akdeniz ve Rum Kesimiyle yaşanan sorunlar Türkiye'yi hem Yunanistan hem de AB ile çok sık ve çözümü olmayan bir biçimde karşı karşıya getiriyor.Ancak uluslararsı teamuller gereği ve uluslarası karasuları anlaşması gereği Türkiye'nin akdenizde yer altı kaynağı araması önemli ve doğru bir girişim bu konuda Türkiye'nin dış politika hamleleri desteklenmeli ve çalışmalar durmadan devam ettirilmelidir.Türkiye, Akdeniz konusunda yaptığı çalışmalarda haklıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜŞÜNCE VE FİKİR YAYMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Gündemin en yoğun başlığı ifade hurriyeti bu konuda aslolan davranış özgürlük ilkesiyle örtüşmeliyken ülkelerin yönetim şekline ya da devlet otoritesine göre yaklaşımlar kendi içlerinde şınırlandırılmıştır.Bu belli sebepler doğrultusunda hem AİHM hem AB maddelerine bakıldığında düşünce özgürlüğünün ya da fikir yayma özgürlüğünün hangi noktalarada ne kadar uygulandığı gözlemlenebilir ancak biz 1982 anayasasıyla beraber hayatımızda yer alan bu başlığın anayasal düzende ne ifade ettiğıne ve nasıl sınırlandırıldığına bakalım. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düze

Antika Sandalye Hikayesi

Genç adam, antika  merakı sebebiyle ülkenin en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği antika malları yok pahasına satın alarak kazanç elde ediyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farklı görünüyordu.  Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında  donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine davet edilmişti. Yaşlı adam, antikacının yürümesine yardım ederken: - Günlerdir hasta olduğumdan, odun kesmek için ilk defa dışarıya çıktım, dedi. Meğer seni bulmak için iyileşmişim. Diz boyuna varan karla boğuşup kulübeye geldiklerin de, antikacının beyaz göre göre donuklaşan gözleri fal taşı gibi açıldı. Odanın orta yerindeki kuzinenin etrafını saran  üç-dört sandalye, onun şimdiye kadar gördüğü en güzel  antikalar olmalıydı. Saatlerdir kar içinde kalan vücudu bir anda ısınmış, buzları bir türlü çözülmeyen patlıcan moru suratını ateşler kaplamıştı. Yaşlı a

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı