Ana içeriğe atla

AMERİKA İLE F35 RUSYA İLE S400 MESELESİ HAKKINDA

Türkiye'nin 2002 yılı itibari ile yani AKP ile başlayan siyasi dönemine bakıldığında ilk hedef komşularlar sıfır sorun ve dış politikada ülke çıkarları öncelikli tutularak iyi ilişkiler kurmaktı.Hatta ortadoğuda yaşanan gelişmelere çok fazla müdahil olmamak da umulan bir dış politika anlayışıydı.2004 Kophenag Kriterleri, AB'ye girmek adına yapılan olumlu çalışmalar beklenildiği gibi olumlu yanıt alamamış ve sonrası dönem itibari ile ve gelişen süreçte AB ile olan ilişkilerimiz askıya alınmıştır.2007, Amerikada başlayan krize kadar sürece bakılacak olursa bu durumlar bizim gelecek yıllardaki dış politikamızı belirleyecek ana temeller olacaktı.

Konuya AB ile giriş yapmanın ana teması ülkenin avrupa bölgesinde aradığını bulamayıp kendisine liderlik edebileceği bir coğrafya arayışı olabilirdir.Ortadoğu ve içinde barındırdığı belli başlı ülkeler ele alındığı zaman Türkiye'nin dış politikası artık Ortadoğu'liderliğine soyunmaktı diyebiliriz.2007 ve sonrası kriz dönemine değinmekteki asli amaç ise ülkenin ekonomik olarak küresel bir krizden uzun yıllar sonra etkilendiği ama yansımalarını ilerleyen yıllarda göreceğimiz bir kırılma noktası olmasıydı.

Dış politika bu kadar hızlı değişmişken ekonomik ve savunma sistemleri alanında iş birliği yaptığımız ticaret ve ekonomik alanda pastada büyük pay sahibi olan ülkelerle kurduğumuz ilişkiler belirleyici olacak ve iç politikanın gündemini de bu yaşananlar belirleyecekti.

2011 uluslarası ve Türkiye adına önemli bir yıl, Suriye iç savaşının başladığı Arap Baharı'nın son durağı olan Esed ve Şam yönetimi...Beklenen oldu fakat beklendiği gibi gitmeyen bir süreç.Yaklaşık 8 yıldır süren bir savaştan bahsediyoruz ki Türkiye'yi hem ekonomik hem de demografik yapı olarak önemli ölçüde etkilemiş, zarar vermiş bir süreç olarak nitelendirebiliriz.Bir çok sorunla karşı karşıya gelecek olan Türkiye burada uluslararası işbirlikleri ve bölgesel söz sahibi olma konusunda denge politikası izleyecekti.Rusya ve İran ile kurulan ilişkiler aynı zamanda Amerikayla ortak hareket etme ülke çıkarlarını oluşturuyordu.

İşte tam bu esnada 2015 belirleyici oldu Rus Jetinin düşürülmesi sonrası Rusya ile diplomatik yollar izlenerek yeniden iyi ilişkiler kurulması amaçlanmış Suriye özelinde ortak hareket etmeye kadar giden bir yol izlenmiştir.Burada kurulan iyi ilişkiler hava savunma sistemi olan S400 alımıyla da önemli bir noktaya gelmiş fakat diğer müttefik olan Amerikayla da ilişkilerin negatif bir seyir almasına sebep olmuştur.

Genel hatlarıyla değindiğim sebepler sonrasın Türkiye'nin S400 alımından vazgeçmesi konusunda Amerika tarafında bir baskı var.Ekonomik ambargoları da ilerleyen zamanlarda görebiliriz ki yakın zamanda Brunson krizi yaşandı.Türkiye S400 sonrası önemli bir kazanım elde etti fakat proje ortağı olduğu F35 konusunda da Amerika ile 23 Haziran sonrası yaşayacakları sıkıntı'nın habercisi olan restleşmeler yaşanmaya başlandı.Rus savunma bakanı anlaşmaların tamam olduğunu Hulusi Akarın da bu açıklamayı destekleyen tweete Amerika'nın kendine yeni bir proje ortağı arayacağını duyurmasıyla farklı bir hal aldı.

Şunu unutmamak lazım dışa bağımlı ülkeler denge politikası izlemekte zorluk çeker çünkü ekonomi ya da siyaset tek bir yol izlemez bir çok yolu kullanmak durumunda kalırsınız ve her yol birbirine bir şekilde bağlıdır.Uluslarası meseleleri tek başına ya da tek başına bir konu üzerinden yorumlamak doğru değildir.Bu sebepten Türkiye bir yol ayrımında kalacaksa ekonomik çıkarlarını gözetmek zorunda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATATÜRKÜ ANLAMAK

Bugün 10 Kasım Ata'nın ölümünün 81. Yıl dönümü.İçimizde hissettiğimiz hüznün ve yaşattığı sonsuz özlemin tarifsiz olduğunu unutmadan "ancak yüz yılda bir yer yüzüne böyle biri gelir" denen Ata'mızı saygı ve özlemle tekrar anıyorum. Ne zaman önemli bir gün olsa ülke adına ve ne zaman milli duygularımızı kabartan anlar yaşasak aklımıza gelir Atatürk, peki neden aklımıza gelir? Atatürk'ün bir Osmanlı Askeri olarak önemli başarılara imza atarak karşımıza çıktığı  savaşlar vardır, Çanakkale Savaşı Destanı gibi... "Cephaniz yoksa süngüleriniz var." Osmanlı'nın hasta adam olarak nitelendirildiği dönem ülkenin bir çok yeri işgal altında ve pazarlık masasında görüşüldüğü dönemde Atatürk Kurtuluşumuzu simgeleyen mücadelemizi başlatıyor.Lozanda son bulan bu mücadelenin ardindan Cumhuriyetin ilanı ile bu zaferler taçlanmış artık insanlar kendi ülkelerinde sömürge güçlerin boyunduruğu altında değil kendi anavatanlarında kendi cumhuriyetleri içerisinde ...

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı...

CUMHURİYET DEMEK "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR." DEMEK

Cumhuriyet'in ilanı 29 Ekim 1923'tür.96. Yılını geride bıraktığımız bu tarih Türkiye ve Anadolu tarihi için çok önemlidir ki malesef bazı sokak röportajlarında insanlara bu tarihin ne olduğu sorulduğunda bilmeyenler, cevap veremeyenler olduğu görülüyor.Bu tarihin ne ifade ettiği 7'den 70'e herkes tarafından benimsenmiş hatta hissedilmiş olmalı. Sancılı geçen Kurtuluş Savaşı'nın ardından Lozanda dönemin şartları göz önünde bulundurulduğu zaman çok önemli bir kazanım elde ettik.Ülkenin düşman işgalinden kurtulmasına olanak veren bu antlaşmanın ardından tarafların yani Ankara'nın hangi sıfatla burada yer aldığının kafa karışıklığı artık giderilmeliydi.İste bu süreçte 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve yönetim şekli bu doğrultuda belirlendi. Peki cumhuriyet kavramının topluma ve demokrasi anlayışı içerisinde halka yansıması nasıl oldu, yani Cumhuriyet ne demekti ve önemi neydi?Aslına bakılırsa Cumhuriyet; bireyin özgür bir çerçevede yaşayabilmes...