Ana içeriğe atla

G-20 ZİRVESİ VE TÜRKİYE

G-20, dünya'nın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkenin ve Avrupa Birliği komisyonunun oluşturduğu bir topluluktur. Ayrıca ülkelerin maliye bakanları ve merkez bankalarının başkanları düzeyinde de katılım gerçekleşmektedir.Yani G-20 zirvesi yılda bir kere yapılan ekonomik ve siyasi anlamda görüşmelerin yapıldığı önemli bir buluşma noktasıdır.
Bu yıl Japonya'da düzenlenen bu buluşmada en önemli konu; Türkiye idi.Neden?Çünkü Türkiye önemli bir seçim süreci atlatmıştı ve Amerika Savunma Bakanlığı seçim sonrası S-400 konusunda Türkiye'ye yaptırım uygulayacağız açıklaması yapmıştı.Bütün bu konular ışığında Türkiye yaklaşık 10 ikili görüşme yaptı.Amerika, Rusya, Almanya, Fransa...Bizim odağımız Amerika çünkü 2018 yılında Ajan Brunsan meselesinde Trump'ın attığı bir tweet veya kendince uyguladığı bir ambargo, ülke ekonomisine önemli bir darbe vurmuştu ve Brunson'u aksi söylemlere rağmen göndermek zorunda kalmıştık.Bu gelişme'nin ışığında Amerika ile yaşayacağımız bher sıkıntı tedirginlik ve ekonomik anlamda korkulu bir bekleyiş yaratmaya başladı işte bu sebeptendir ki; daha Japoya'ya ayak basmadan konuşulan konu bunlar olmaya başladı.
Amerika ile yapılan görüşmeler şunu gösterdi; Trump, Erdoğan'ın kandırıldığını söyledi.NATO'dan hava savunma sistemi almak istedi ama biz vermedik onlarda başka yerlerden almak zorunda kaldı yani suç bizde diyerek Türkiye'nin haklı olduğunu kendi ağzından söylemiş oldu.S-400 konusu olumlu ancak F-35 hala tedirginlik yaratıyor çünkü şu da bir gerçek NATO ile uyumlu hale getirelemeyecek S-400 tehdit oluşturuyor.
Türkiye için olumlu geçen bir durum olsada Amerika'nın tavrı çok değişiklik gösteriyor yine de bekleyip görmek ve süreci izleyip aksiyonlar almak çok önemli.Ekonomik bağımlıklık ve dış borçlanma dolar olduğu sürece Amerikayla iyi ilişkiler içinde olmak zorundayız.Türkiye'nin ise Rusyayla stratejik ilişkilerini koruması çok önemli S-400 ile Rusya ile Uçak Krizinden sonra kurulan bu ilişkiler kesinlikle bozulmamalı.S400 desteklenmeli, F35 ise hakkımızdır proje ortağı olmamızdan kaynaklı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜŞÜNCE VE FİKİR YAYMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Gündemin en yoğun başlığı ifade hurriyeti bu konuda aslolan davranış özgürlük ilkesiyle örtüşmeliyken ülkelerin yönetim şekline ya da devlet otoritesine göre yaklaşımlar kendi içlerinde şınırlandırılmıştır.Bu belli sebepler doğrultusunda hem AİHM hem AB maddelerine bakıldığında düşünce özgürlüğünün ya da fikir yayma özgürlüğünün hangi noktalarada ne kadar uygulandığı gözlemlenebilir ancak biz 1982 anayasasıyla beraber hayatımızda yer alan bu başlığın anayasal düzende ne ifade ettiğıne ve nasıl sınırlandırıldığına bakalım. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düze

Antika Sandalye Hikayesi

Genç adam, antika  merakı sebebiyle ülkenin en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği antika malları yok pahasına satın alarak kazanç elde ediyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farklı görünüyordu.  Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında  donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine davet edilmişti. Yaşlı adam, antikacının yürümesine yardım ederken: - Günlerdir hasta olduğumdan, odun kesmek için ilk defa dışarıya çıktım, dedi. Meğer seni bulmak için iyileşmişim. Diz boyuna varan karla boğuşup kulübeye geldiklerin de, antikacının beyaz göre göre donuklaşan gözleri fal taşı gibi açıldı. Odanın orta yerindeki kuzinenin etrafını saran  üç-dört sandalye, onun şimdiye kadar gördüğü en güzel  antikalar olmalıydı. Saatlerdir kar içinde kalan vücudu bir anda ısınmış, buzları bir türlü çözülmeyen patlıcan moru suratını ateşler kaplamıştı. Yaşlı a

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı