Ana içeriğe atla

31 MART SEÇİMLERİNDEN 23 HAZİRANA DOĞRU

Türkiye'de 31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimler gerçekleştirildi.Tüm şehirlerde yapılan oylamada yerel yönetimlerde hakedenler görevlerini yapmak üzere yerlerini aldılar.Bazı illerde ve ilçelerde parti isimleri değişirken bazı il ve ilçeler eski yönetimler ile devam etme kararı aldılar.Türkiye için seçim sonrası dönem ilk defa 4.5 yıllık uzun bir seçimsizlik dönemini ifade ediyordu.

Seçimsizlik dönemi demeye vakit bulamadan ''hiç bir şey olmamış olsa bile bir şeyler olmuş olabilir'' denilecekti.İstanbul, Türkiyenin en ama en önemli şehri.Bu şehir Türkiye nufusunun en fazla olduğu ve ekonomik anlamda paranın en önemli kısmının döndüğü yer.İstanbul demek ekonomi demek İstanbul demek Türkiye demek.İşte bu sebepten kaynaklıdır ki, İstanbul Akparti yönetiminden uzun yıllar sonra 13.000 civarı fark ile CHP'ye geçmişti, bu durumu kabul etmek çok kolay olmayacaktı tabi...İstanbul seçimleri konusunda yorum yapmak için o seçim gecesine dönmek lazım.Oy sayımları devam ederken Binali Yıldırım'ın yaptıgı kazandık açıklaması ardından Ekrem İmamoğlu'nun önde gidiyoruz diğer açıklamalara itibar etmeyiniz açıklaması...Saatler ilerlerken yüzde 98 seviyelerinde sayımın eşitlenmesi ve ardından kesilen veri akışı ile haber alınamaması sayım sonuçları'nın ekrana yansımamasıyla işlerin Türk seçim tarihi boyunca yaşamadığı kadar ilginç bir hale dönmesi.Sabaha kadar kimse ekranları başından ayrılmadı ve sonuçları bekledi.Gece 12'de duran bilgi akışı sabah 11 gibi tekrar yansıtıldı ve Ekrem İmamoğlu seçim yarışını kazandı.Bu ilginçliğin ardından yaşananlar ise daha ilginç.Akparti tarafından Yüksek Seçim Kurullarına her partinin hakkı olan itiraz haklarını kullanarak seçimlerde bazı ilçelerde sıkıntı olduğu gerekçesiyle itirazlar yapıldı.Bu süreçlerden sonra yaklaşık 3 hafta bounca ilçeler yeniden sayıldı ve Ekrem İmamoğlu adına değişen hiç birşey olmadı.Başkan Ekrem İmamoğlu idi.Mazabatasının verilmesine karar verildi.18 gün boyunca demokratik yollarla seçimle seçilmiş bir başkan olarak görevinde kalabildi ki Yüksek Seçim kurulu İstanbul Seçimlerinin tekrarına karar verdi.
Yerel seçimlerde dört adet seçim pusulası vardır.Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyesi, meclis üyesi ve muhtarlık için oy kullanılır.Bir ilginçlik de işte tam burada yaşanıyor Yüksek Seçim Kurulu iptali sadece zarftaki bir pusulada adaletsizlik gördüğünü beyan ederek seçimlerin tekrarına karar veriyor.Yani CHP burada nano teknoloji lazer tabancası kullanarak dört pusuladan biri olan büyükşehir belediyesi pusulasını lehlerine mühürlemişler ve sadece bunu İstanbul için yapmışlar.
Aslında bu kısımları detaylaca değerlendirmek lazım ama neresinden tutsan elinde kalacak bir dönem.Hem Ekrem İmamoğlu hem de Binali Yıldırım seçim çalışmalarına yenide başladı 23 Haziranda yapılacak seçimler için şu anda anketler İmamoğlu'dan yana.Bunun iki sebebi var İmamoğlu'nun genç ve potansiyeli yüksek olması aynı zamandan ayrıştırmayan bir dil kullanması, ikincisi Binali Yıldırımın siyasi anlayışı ve itibarı ile seçim kampanyasının uyuşmaması.Hak yemedim Hakkımı da yedirmem diyen İmamoğlu'nun adamın hakkı yendi diyen bir kitleyi de kazanmış olduğu görülmekte.
Şu an konuşulan en önemli konu ve yazımın yazılış amacı da tam olarak budur.İki aday televizyonda karşılaştırılmak isteniyor.İmamoğlu'nun böyle bir talebi var ve partiler bunu müzakere ediyor kendi içlerinde.Bazı kesimler neden çıkmıyorlar diye söyleniyor.Bunu açıklamak lazım bu çok önemli ve göründüğü kadar basit olmayan bir düello esasında.Amerikada 1960 yılında yüz yüze canlı yayın oturumunda Keneddy ve Nixon seçim yarışında karşı karşıya gelir.Keneddy siyah beyaz ekranda daha net görünecek siyah bir takım elbise giyer ve kendinden çok emin bir duruşu vardır.Nixon ise gri bir takım elbise giyer fon ve ekran da gri olduğu için daha sönük bir imaj verir hatta Nixon gergin ve sinirli bir tavırdadır.Yayın bittiğinde seçimin galibinin Keneddy olacağına halk kararını çoktan vermişti.İşte günümüz görsel dünyasında bu iki ismin yan yana gelmesi seçimin kaderini bir anda değiştirebileceği için Binali Yıldırım kanadı bu talebe çok da sıcak bakmıyor.Bir iletişimci olarak söylüyorum ekranda buluşmaları halinde gençliğin sempatisini kazanmış bir İsmin Binali Yıldırım karşısında daha pozitif bir imaj sergileyeceği kaçınılmazdır.
Politikada iletişim çok farklıdır.İmaj, itibar, uyum ve sempati bunların hepsinin bir arada olması zordur olanda Başkan seçiliyor zaten.23 Haziranda sandıklara gitmeyi ihmal etmeyelim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATATÜRKÜ ANLAMAK

Bugün 10 Kasım Ata'nın ölümünün 81. Yıl dönümü.İçimizde hissettiğimiz hüznün ve yaşattığı sonsuz özlemin tarifsiz olduğunu unutmadan "ancak yüz yılda bir yer yüzüne böyle biri gelir" denen Ata'mızı saygı ve özlemle tekrar anıyorum. Ne zaman önemli bir gün olsa ülke adına ve ne zaman milli duygularımızı kabartan anlar yaşasak aklımıza gelir Atatürk, peki neden aklımıza gelir? Atatürk'ün bir Osmanlı Askeri olarak önemli başarılara imza atarak karşımıza çıktığı  savaşlar vardır, Çanakkale Savaşı Destanı gibi... "Cephaniz yoksa süngüleriniz var." Osmanlı'nın hasta adam olarak nitelendirildiği dönem ülkenin bir çok yeri işgal altında ve pazarlık masasında görüşüldüğü dönemde Atatürk Kurtuluşumuzu simgeleyen mücadelemizi başlatıyor.Lozanda son bulan bu mücadelenin ardindan Cumhuriyetin ilanı ile bu zaferler taçlanmış artık insanlar kendi ülkelerinde sömürge güçlerin boyunduruğu altında değil kendi anavatanlarında kendi cumhuriyetleri içerisinde ...

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı...

CUMHURİYET DEMEK "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR." DEMEK

Cumhuriyet'in ilanı 29 Ekim 1923'tür.96. Yılını geride bıraktığımız bu tarih Türkiye ve Anadolu tarihi için çok önemlidir ki malesef bazı sokak röportajlarında insanlara bu tarihin ne olduğu sorulduğunda bilmeyenler, cevap veremeyenler olduğu görülüyor.Bu tarihin ne ifade ettiği 7'den 70'e herkes tarafından benimsenmiş hatta hissedilmiş olmalı. Sancılı geçen Kurtuluş Savaşı'nın ardından Lozanda dönemin şartları göz önünde bulundurulduğu zaman çok önemli bir kazanım elde ettik.Ülkenin düşman işgalinden kurtulmasına olanak veren bu antlaşmanın ardından tarafların yani Ankara'nın hangi sıfatla burada yer aldığının kafa karışıklığı artık giderilmeliydi.İste bu süreçte 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve yönetim şekli bu doğrultuda belirlendi. Peki cumhuriyet kavramının topluma ve demokrasi anlayışı içerisinde halka yansıması nasıl oldu, yani Cumhuriyet ne demekti ve önemi neydi?Aslına bakılırsa Cumhuriyet; bireyin özgür bir çerçevede yaşayabilmes...