Ana içeriğe atla

ÖNYARGILAR HUZURSUZLUK YARATIR



Önyargı, bilinmeyen bir konu ya da bir davranışla alakalı olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapma halidir.
Önyargı kelimesinin anlamını bilmeyen elbetteki yoktur; ancak bu durumun kötü bir karakter özelliğine dönüşmemesi için üzerinde durmalı ve önyargılardan arınmak için gerekirse profesyonel destek alınmalıdır.Bunun için eğer kişinin farkındalık ve kendini yenileme bilinci ýüksek ise tecrübesine inanılan birinden alınacak koçluk yeterlidir ancak kişi kapalı ve çok fazla kendini yenilemeye, farkındalığını artırmaya açık değilse bu anlamda profesyonel bir destek alması iş ve özel hayatında etkili olacaktır.
Önyargı, bireyde başlar ve toplumda bu sayı çoğunluktaysa huzursuzluk yaratır, tahammülsüzlük ve herkesi kendi gibi görme arzusu cehalet ve huzursuzluk zemini olusturur.
İnsanlar önyargılarında kendi doğru kabul ettiği yani at gözlüğüyle benimsediği kendi deneyim ve özelliklerini değerlendirirler.Örnek vererek açıklamak daha iyi olacak; siz bir kahveyi denediniz ve beğenmediniz eğer o kahveyi biri beğeniyorsa vereceğiniz şu tepki sizin önyargılarınızın olduğunun göstergesidir, "sen kahveden ne anlarsın" iste bu cahil karakter özelliği sizi tanımadığınız ya da kahve deneyimine çok hakim olmadığınız birilerine karşı rezil duruma düşürür.
Bir başka örnek de iş dünyasından verelim şirketiniz mali açıdan iyi durumda değil, şirkete para getirmek zorundasınız ve bunun farkındasınız ama bir gün ekip arkadaşınız size şunu söylüyor "sen hiç stres yapmıyorsun, sanki önemsemiyorsun gibi ... Oysaki ben yerimden bile kalkmıyorum". Çok yanlış bir özdeşleştirme ile sizi kendi eylemiyle kıyaslayıp önyargı oluşturdu bu durum yine huzursuzluk ve kargaşa yaratacaktır çünkü kişiler eylemlerini farklı duygular ve farklı beden dilleriyle seçebilir , yapılan yorumlar olumlu dahi olsa önyargı oluşturuyorsa bu önyargıyı gerçekleştiren kişinin hem iç dünyasında hem de dış dünyadaki deneyiminin ve bilgi birikiminin az olduğunu gösterir.
Ben önyargıyı egoyla paralel görüyorum ego büyüdükce kendini beğenme ve bencilleşme durumu artar ancak ego küçüldükçe iletişim ve gözlemleme, sonradan karar verme durumları daha çok ortaya çıkar.
Egoyu küçülten ya da gizlemeyi başartan en önemli şey ise bilgidir.Ego'nun yönetilmesi ile bilgi ve tecrübe arasında muazzam bir bağlantı vardır.
Tavsiye; önyargılardan arınmak için durumla alakalı "dur bir bekle hemen değerlendirme yapma, bilmiyorum de, henüz vakti değil de ve bekle sonra konuşursun" içinizden bunu söyleyin ve rahatlayın önyargıları kontrol etmenin en iyi meditasyon sekli budur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜŞÜNCE VE FİKİR YAYMA ÖZGÜRLÜĞÜ

Gündemin en yoğun başlığı ifade hurriyeti bu konuda aslolan davranış özgürlük ilkesiyle örtüşmeliyken ülkelerin yönetim şekline ya da devlet otoritesine göre yaklaşımlar kendi içlerinde şınırlandırılmıştır.Bu belli sebepler doğrultusunda hem AİHM hem AB maddelerine bakıldığında düşünce özgürlüğünün ya da fikir yayma özgürlüğünün hangi noktalarada ne kadar uygulandığı gözlemlenebilir ancak biz 1982 anayasasıyla beraber hayatımızda yer alan bu başlığın anayasal düzende ne ifade ettiğıne ve nasıl sınırlandırıldığına bakalım. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü,radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düze

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı

Antika Sandalye Hikayesi

Genç adam, antika  merakı sebebiyle ülkenin en ücra köşelerini dolaşıyor ve gözüne kestirdiği antika malları yok pahasına satın alarak kazanç elde ediyordu. Kış kıyamet demeden sürdürdüğü seyahatler sırasında başına gelmeyen kalmamış gibiydi. Fakat bu seferki hepsinden farklı görünüyordu.  Yolları kapatan kar yüzünden arabasını terk etmiş ve yoğun tipi altında  donmak üzereyken, bir ihtiyar tarafından bulunup onun kulübesine davet edilmişti. Yaşlı adam, antikacının yürümesine yardım ederken: - Günlerdir hasta olduğumdan, odun kesmek için ilk defa dışarıya çıktım, dedi. Meğer seni bulmak için iyileşmişim. Diz boyuna varan karla boğuşup kulübeye geldiklerin de, antikacının beyaz göre göre donuklaşan gözleri fal taşı gibi açıldı. Odanın orta yerindeki kuzinenin etrafını saran  üç-dört sandalye, onun şimdiye kadar gördüğü en güzel  antikalar olmalıydı. Saatlerdir kar içinde kalan vücudu bir anda ısınmış, buzları bir türlü çözülmeyen patlıcan moru suratını ateşler kaplamıştı. Yaşlı a