Duygusal zeka yani EQ kavramı, bireyin sahip olduğu zeka potansiyelini nasıl açığa çıkarabileceğini ve doğru şekilde nasıl kullanabileceğini gösteren; duyguları tanıma, anlama ve etkili bir şekilde kullanma yetisi ya da biçimidir. (Dr. Goleman) Duygusal zeka sahibi kişiler, empati yeteneği olan ve farklı rollerde dahi duygulara hitap edebilen kişiler olarak tanımlanırlar.Bu yönü güçlü olan bireyler bulundukları ortamda farklılıklarını hissettirebilir ve iş dünyası sisteminin evrilmesinden dolayı aranılan ve yükseltilen değerler olabilirler.
Etkili iletişim, motivasyon, özgüven, karar verme yetisi, empati gibi iş hayatında başarı getiren liderlik özellikleri, duygusal zekası yüksek kişilerde daha fazladır. İş yaşamında, teknik bilgiden ziyade bu duygusal zeka becerilerine sahip olmak; kişinin mesleki performansını ve başarısını olumlu yönde etkilemektedir.
Burada karar verici ya da liderlik vasfı yüksek olan siyasi figürleri ele alarak değerlendirme yapacağım.Duygusal zekanın teknik fonksiyonları bilme konusunu ikinci plana atıp aslolanın rol yapma ve doğru aktarma biçimi olduğu gözlenmiştir.
Kitleleri harekete geçirmeyi başarmış seçim kazanmış kişilerin duygusal zeka seviyesinin yüksek olduğu açıkça görülmektedir.Kitleleri farklı düşünce yapılarından bir araya geldiğini unutmadan; bu farklılıkları aynı düzlemde hareket ettirmeyi basarmış kişiler lider diye tanımladığımız kişilerdir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Mücadelesini başlattığı yılları göz önüne alırsak etnik kimliği, inancı, varlığı ne olursa olsun herkesi bir şekilde bir çatıda buluşturup önemli bir kazanım elde edildiği unutulmamalı.
Türkiye özelinde siyasetçileri ele aldığımız zaman hepsinin aynı özellikte oldugunu yorumlayabiliriz sadece ideolojik desteklenme biçimlerinde farklılık göstermektedirler.
Yorumlar
Yorum Gönder