Ana içeriğe atla

GÖÇ VE MÜLTECİ KAVRAMI

Göç; siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle bireylerin ya da toplulukların bulundukları, oturdukları yerleşim yerini bırakarak başka bir yerleşim yerine ya da başka bir ülkeye gitme eylemidir.Mülteci; bir başka yere ya da ülkeye sığınan kimselerdir.




Bu iki kavramın sosyal hayatda çok fazla dillendirilmesi, 15 Mart 2011'dir.Bu tarih Arap Baharı rüzgarının son durağı olan Suriyedeki iç savaşın başladığı tarihtir.Bu tarih itibari ile Türkiye'nin sınır komşusu olan Suriye'de yaşanan insanlık dramı ile birlikte Türkiye'ye göç eden ya da sığınan Suriyeli sayısı tartışma konusu olmakta ve olmaya devam etmektedir.Bu durum Dünya ülkeleri içinde geçerli bir konu olmasına karşın Türkiye'nin daha fazla adının geçmesinin sebebi göç eden kitlenin sayısal çoğunluğudur.


İstatistiki verileri de ortaya koyarak bu sayısal çoğunluğun toplum içerisinde nasıl yer edeceğini ya da benimseneceğini konuşmak gerekir.Ağustos ayı itibari ile Türkiye'de kayıtlı Suriyeli sayısı 3 Milyon 643 Bin artı'dır. ( https://multeciler.org.tr/turkiyedeki-suriyeli-sayisi/ ) Yalnız dikkat edilmesi gereken durum cümlede geçen kayıtlı kelimesidir, kayıt altına alınamayan ve belirlenen iller dışında bulunan Suriyeliler ile birlikte kayıtlı kayıtsız bu sayının 6 Milyon üzeri olduğu söyleniyor.

Her bayram dile getirilen bir konu var; savaş öncesi ve sonrasında da devam eden bayramlaşmak için ülkesine geçen ve sonra geri dönen Suriyeliler...Sayısal olarak bakıldığı zaman 40 Bin civarı kişi ülkesine geçmiş yani bu 6 Milyon Suriyelinin yanında denizde kum diyebileceğimiz bir sayı.Bu konunun basit bir düşünce ve manipülatif bir algı yönetimi olduğunu düşünüyorum.


Göç meselesi uluslararası boyutlarda incelenmesi gereken önemli bir konu ve bu konuda Devlet'in hatta her bireyin önemli bir sorumluluğu var.Toplumsal entegrasyon adına yapılan çalışmalara dahil olmak ve bu kitlenin önemli bir insan kaynağı olarak karşımıza çıkmasını sağlamak çok önemli.Bu insanlar ülkelerine geri dönemeyip burada kalacaklarsa kendi maliyetlerini çıkarmaları gerekiyor.Bu bilincide entegrasyon sürecindeki çalışmalarla aktarmak gerekiyor.Eğer sistem bu şekilde işlerse toplumsal uzlaşı adına önemli bir yol katedilmiş olacaktır.


www.mehmetkaracabu.com
 COMMUNICATION CONSULTANT                

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATATÜRKÜ ANLAMAK

Bugün 10 Kasım Ata'nın ölümünün 81. Yıl dönümü.İçimizde hissettiğimiz hüznün ve yaşattığı sonsuz özlemin tarifsiz olduğunu unutmadan "ancak yüz yılda bir yer yüzüne böyle biri gelir" denen Ata'mızı saygı ve özlemle tekrar anıyorum. Ne zaman önemli bir gün olsa ülke adına ve ne zaman milli duygularımızı kabartan anlar yaşasak aklımıza gelir Atatürk, peki neden aklımıza gelir? Atatürk'ün bir Osmanlı Askeri olarak önemli başarılara imza atarak karşımıza çıktığı  savaşlar vardır, Çanakkale Savaşı Destanı gibi... "Cephaniz yoksa süngüleriniz var." Osmanlı'nın hasta adam olarak nitelendirildiği dönem ülkenin bir çok yeri işgal altında ve pazarlık masasında görüşüldüğü dönemde Atatürk Kurtuluşumuzu simgeleyen mücadelemizi başlatıyor.Lozanda son bulan bu mücadelenin ardindan Cumhuriyetin ilanı ile bu zaferler taçlanmış artık insanlar kendi ülkelerinde sömürge güçlerin boyunduruğu altında değil kendi anavatanlarında kendi cumhuriyetleri içerisinde ...

KORONAVİRÜS SALGINI VE TOPLUM BİLİNÇSİZLİĞİ

Önce bu virüsün hangi ülkede ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını ve nasıl bir etki yarattığını konuşmak gerekir.Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ortası gibi haberlerini almaya başladığımız bu salgın hastalığın üzerinden neredeyse dört ay geçti ve bu hastalığın gözlenmediği bir ülke kalmadı.Bunun sebebi ise virüsün bulaşma hızının çok yüksek ve kontrol edilemez olmasından kaynaklı. Dünya tarihinin belli dönemlerinde yaşanan salgın hastalıklar tarihe geçmiştir.14.yy'da yaşana Kara Veba dünya nüfusunun 200 Milyon'ununu yok etmiştir.Bu en bilinen ve en korkutucularından olsada 20. ve 21. yy'da da yine salgın hastalıklar kendini göstermiştir İSPANYOL GRİBİ, SARS, MERS, AIDS, ASYA GRİBİ vs.. Şu an dünya 2019 tarihi itibari ile bütün sağlık gelişmelerini, bütün teknolojik gelişmeleri, ekonomik gelişmişlikleri ve askeri güçleri etkisiz bırakacak bir sağlık sorunu ile yüzleşmek zorunda kaldı.Bu durum dünya tarihini değiştirebilecek çok önemli etkiler bırakabilecek bir sıkı...

CUMHURİYET DEMEK "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR." DEMEK

Cumhuriyet'in ilanı 29 Ekim 1923'tür.96. Yılını geride bıraktığımız bu tarih Türkiye ve Anadolu tarihi için çok önemlidir ki malesef bazı sokak röportajlarında insanlara bu tarihin ne olduğu sorulduğunda bilmeyenler, cevap veremeyenler olduğu görülüyor.Bu tarihin ne ifade ettiği 7'den 70'e herkes tarafından benimsenmiş hatta hissedilmiş olmalı. Sancılı geçen Kurtuluş Savaşı'nın ardından Lozanda dönemin şartları göz önünde bulundurulduğu zaman çok önemli bir kazanım elde ettik.Ülkenin düşman işgalinden kurtulmasına olanak veren bu antlaşmanın ardından tarafların yani Ankara'nın hangi sıfatla burada yer aldığının kafa karışıklığı artık giderilmeliydi.İste bu süreçte 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi ve yönetim şekli bu doğrultuda belirlendi. Peki cumhuriyet kavramının topluma ve demokrasi anlayışı içerisinde halka yansıması nasıl oldu, yani Cumhuriyet ne demekti ve önemi neydi?Aslına bakılırsa Cumhuriyet; bireyin özgür bir çerçevede yaşayabilmes...